Beden Politikaları
Cinselliğin ve Üremenin Suç Sayılması Hakkında
Bir El Kitabı
Cinsel sağlık ve üreme sağlığıyla ilgili faaliyetin suç sayılması, sağlık hakkı başta olmak üzere insan haklarının gerçekleştirilmesinin önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Bazıları tarafından bir “halk sağlığı” tedbiri olarak haklı gösterilmek istense de, bu türden suç saymalar, birçok durumda riskli davranışları merdiven altına iterek ve etkili sağlık hizmetlerinin sağlanmasını önleyerek başlıca halk sağlığı sorunlarını ağırlaştırmakta; önlenebilir hastalıkları ve ölümleri artırmaktadır. Karşılıklı onaya dayalı üreme davranışlarının ve cinsel davranışların suç sayılması, bireyin sağlık hakkının gereğini yapma becerisinin temeli olan otonomiyi de ihlal eder.
Cinselliğin ve üreme kararlarının suç sayılması, insan haklarını olumsuz etkilemenin yanı sıra yasaklanan davranışla iştigal eden (ya da iştigal ettiği varsayılan) kişilere yönelik yaftalamaya, ayrımcılığa ve hatta şiddete sebebiyet vererek, risk altındaki kırılgan kişilerin sağlığını tehlikeye atabilir. Nitekim, cezalandırmayla karşı karşıya kalan kişilerin, aynı davranışı gerçekleştiren varlıklı kişilerin aksine, yoksul, ötekileştirilmiş ve kırılgan grupların üyeleri oldukları görülmektedir. Üstelik bu türden suç saymalar yalnızca yasanın yöneldiği kişiyi etkilemekle kalmaz; devletlere, bireylerin mahrem karar alma süreçlerine müdahale etme ve kişileri katı cinsel normlar ve toplumsal cinsiyet normlarına uymaya zorlama gücü vererek, halkın tümünün haklarını olumsuz etkiler. Genel ahlaka ilişkin meşru olmayan amaçlar doğrultusunda devlet mekanizmasının gücünü kullanmak genellikle keyfi tutuklama ve gözaltı, taciz, damgalama, ayrımcılık ve şiddete izin veren bir ortama yol açabilir. Bu tür bir yetki kullanımı hukuk devletine saygıyı da zayıflatır.
Ne yazık ki, cinsellik ve üreme ile ilgili kararların ve davranışların suç sayılması çoğunlukla – özellikle de bu türden cezai düzenlemelerin hedefi siyasal haklarından mahrum bırakılan ya da toplumsal olarak ötekileştirilen gruplar olduğunda – seçmenlerden siyasi destek almanın aracı olabilmektedir. Bu nedenle, bu sorunun derinliğini ve boyutlarını vurgulamak ve dünya genelindeki aktivistleri cinsellik ve üreme ile ilgili kararları ve davranışları doğrudan ya da dolaylı olarak suç sayan yasalara meydan okumak üzere güçlendirmek önemlidir.
Uluslararası Af Örgütü’nün El Kitabı, aktivistlerin cinselliğin ve üreme kararlarının hukuka aykırı olarak suç sayılmasını hem anlamalarını hem de buna karşı çıkmalarını sağlayabilecek güncel bir katkıdır. Bugün devletlerin içine sızan kriminalizasyonun boyutlarını ve meşru halk sağlığı ya da genel ahlak kisvesi altında tanıtılan bu tür politikaların verdikleri zararı anlamak gerekir. Bu el kitabı, belli başlı konular ile gerek doğrudan gerek dolaylı kriminalizasyonun bir kişinin insan haklarında ve bir bütün olarak toplum sağlığı üzerinde yarattığı hasarı ayrıntılarıyla ele almaktadır.
Önsözden alınmıştır.
Bu yayının hiçbir bölümü yayıncıdan önceden izin almaksızın çoğaltılamaz, erişim sistemlerinde saklanamaz ya da elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt ve/veya benzeri hiçbir şekilde ve hiçbir araçla yayımlanamaz.